4 Haziran 2016 Cumartesi



Bu küpler piramitleri hatırlatıyor



Bu küpler, Kayseri Kültepe Arkeolojik Alanı’nda bulundu. Birçok açıdan Mısır’daki piramitleri hatırlatıyor. Onlar gibi bunlar da devasa boyutta. Onlar gibi bunların nasıl yapıldığı da tartışıldı. Onlar gibi bunlar da bugüne sapasağlam geldi. 4 bin yıllık küpler ve Kaltepe-Kaniş/Karum’a dair kısa ve öz bilgiler:



İÇİNE 6-7 İNSAN GİREBİLİYOR

Kayseri Kültepe, Türkiye’nin en bilinen arkeolojik alanlarından biri. Her yıl kazı dönemi sonrası bulunan eserler, arkeoloji bilimine katkıda bulunuyor. Kültepe Kaniş/Karum Höyüğü’nde 2015 kazılarında saray olarak adlandırılan bölgede bulunan 3 küp, 1,80-2 metre boylarında 130 santimetre çapında. 2.5-3 ton taşıma kapasitesine sahip küplerin her birine biraz zorlarsanız 6-7 kişi girmesi mümkün.


KURŞUN KÖPRÜLER

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu’nun habercilere verdiği bilgilere göre, küplerin içinde düşen kırık parçaları birleştirildi. Bu sırada 4 bin yıl önce kırılan parçaların kurşunla tamir edildi ve küplerin içinde kurşun köprüler olduğu görüldü. İlk incelemelere göre küpler, parçalar halinde üretilip birleştirilmişti ve tahıl saklamak için kullanılıyordu. Küplerin, bulundukları depolama alına olduğu noktanın yakınında oluşturulan bir fırında pişirildiği tahmin ediliyor.


ANADOLU’NUN EN ESKİ YAZILI BELGELERİ

Kültepe, antik dönemdeki adıyla Kaniş biri yerlilerin oturduğu höyükten, biri Asurlu tüccarların yerleştiği Karum alanından (dönemin pazar alanı) oluşan bir arkeolojik bölge. 1800’lerin sonunda çivi yazılı tabletlerle dikkat çeken Kültepe’de kazılan 1948’den bu yana sürüyor. Antik dünyanın en bilinen ticari merkezleri arasında yer alan Kültepe’de tarinin 6500-7000 yıl öncesine gittiğini iddia edenler varsa da bu henüz ispatlanmadı. Ancak elde edilen bilgiler kentin, 4 bin yıl öncesinden başlayalarak, Ortadoğu’yu da kapsayan bölgenin ticaret merkezi olduğu yönünde. Kazılarda bulunan ve ne yazık ki bir bölümü 19. yüzyılda kapanın elinde kalan çivi yazı tabletler UNESCO Dünya Belleği Kütüğü’ne girdi. Tabletler ticaret, medeni ilişkiler başta olmak üzere hukuk sistemini de gün ışığına seriyor. Ticarete ilişkin tabletlerin, tüccarların özel arşivleri olduğu sanılıyor. Bu arşivlerde alacaklar, borçlar, krediler ve hatta bazılarında ödenen cezalar yer alıyor.

BEŞİK KERTMESİ DE VAR NAFAKA DA VAR

Beşik kertmesi benzeri uygulamaları da yer veren tabletlere göre evlilikler ancak karşılıklı anlaşmayla sonlandırılabiliyor. Mallar eşit olarak bölüşülüyor. Kadınlara nafaka veriliyor. Toplum tek eşli, ikinci eşi almaya kalkan erkekler ciddi bir para cezası ödüyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder